"Ben aslında bu okuma grubuna annem için katılmıştım. Annemi yatıştırabilmek için. Annem öleli çok oldu ama ben hala onu yatıştırmaya çalışıyorum. Martın sonlarından kasımın ortalarına doğru elimi uzatıyorum, annemin sonbaharda iyice zayıflamıs saçına bademyağı sürüyorum, kulağına bir şeyler fısıldıyorum. Gören ninni diye düşünür, dua diye düşünür. Oysa ne ninni ne de dua." Yüze doğum lekesi gibi yerleşmiş bir gülümseme, neyi saklar? Bir eşelek gibi kalakalmanın hüznünü bilmeyene, onu anlatabilir misiniz? Yalnızlığın ucunu sivriltmek, bir kısır döngüyü kusursuz kılar mı? Eşyanın kurduğu mahkeme, hangi hatıraya adil olabilir? Bahsettiğini görülmez, anlaşılmaz kılan, seyrelten cümlelerle, birbirimize aslında ne anlatırız? Kendini bulmanın yolu, hep bir başkasından mı geçer? Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme, Barış Bıçakçı'nın barışması zor, idaresi zor, çünkü idraki zor duyguları usulca yokladığı bir öykü demeti.
Popüler yazarlar
Kolektif (5166) Stefan Zweig (373) William Shakespeare (290) Casey Cockerum (268) H. G. Wells (240) Jack London (230) Charles Dickens (207) Franz Kafka (190) Sir Arthur Conan Doyle (181) Jane Austen (172) Lev Nikolayeviç Tolstoy (165) Jules Verne (154) Sabahattin Ali (154) Mark Twain (149) Stephen King (148) Arthur Conan Doyle (133) Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (116) Various (114) Oscar Wilde (112) Robert Louis Stevenson (111)