Korsanlar tarafından kaçırılıp doğduğu topraklardan çok uzağa, payitahta getirilmiş bir Fransız kızıydı Aimee. Baktığı herkesi derinlere daldıracak kadar güzel gözleri; güneşi kıskandıracak kadar sarı, upuzun saçları; incecik, narin vücudu ve herkesi sevmeye yetecek kadar büyük, merhametli kalbi onu payitahttaki herkesten ayırıyordu. Osmanlı Sarayı'nın haremine hediye edildiğinde, aklına Paris'in yoksulluk ve acı dolu sokaklarında ekilmiş tohumlar yeni yeni filiz veriyordu. Aklında devrim vardı: hürriyet, adalet, kardeşlik. Dünyayı değiştirebileceğine inanmışken bir hareme gönderilerek padişahın cariyesi olma kaderine mahkum edilen Aimee'nin adı artık Nakşidil'di. Gönül süsü Nakşidil. Sultan Abdülhamit'in haremi Nakşidil. Abdülhamit'in onun güzelliği karşısında büyük bir aşka düşmekten başka şansı yoktu. Düştü de. Ancak hem sarayın hem de payitahtın dört bir yanında pusuya yatmış isyan, tek bir kıvılcım bekliyordu parlayıp alev alev yanmak için. Ve o kıvılcım, devrimin ta kendisi olabilirdi.
Popüler yazarlar
Kolektif (17805) KOMİSYON (818) Stefan Zweig (415) William Shakespeare (364) Sir Arthur Conan Doyle (315) Kollektif (296) Jules Verne (283) Jack London (270) Casey Cockerum (268) Charles Dickens (264) H. G. Wells (252) Ömer Seyfettin (225) Franz Kafka (214) Mark Twain (205) Lev Nikolayeviç Tolstoy (199) Jane Austen (190) Sabahattin Ali (188) Agatha Christie (159) Stephen King (154) Samed Behrengi (147)