"Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu." Kadın, "bunaltıcı düşlerden uyandığı" bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık aşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı. Margaret Atwood'un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakar bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin. Anlatılan bizim hikayemizdir!
Popüler yazarlar
Kolektif (16120) KOMİSYON (817) Kollektif (298) Stefan Zweig (277) Sir Arthur Conan Doyle (224) Jules Verne (202) Ömer Seyfettin (176) Sabahattin Ali (150) William Shakespeare (144) Jack London (137) Lev Nikolayeviç Tolstoy (133) Franz Kafka (121) Sigmund Freud (117) Samed Behrengi (116) Aziz Nesin (110) Charles Dickens (100) Agatha Christie (93) Belirtilmemis (90) Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (89) Mark Twain (89)