"Bizler gençken, dostum, dünya çok yaşlıydı..." diye yazar Gilbert Keith Chesterton. Gerçekten de, 1874 yılında doğan Chesterton'ın ilk gençlik yılları sembolizm ile dekadanlığın umutsuz ve karanlık yıllarına rastlar. Bu boşluktan onu, Walt Whitman'ın güçlü sesi ile Pasifiklerde bir adada ölmekte ve 'yağmur altında öten bir kuş gibi şarkı söylemekte olan' Stevenson'ın sesi kurtarır. G.K. Chesterton gibi iyiliksever ve kibar bir insanın, aynı zamanda olayların dehşetini de duyumsayan anlaşılmaz biri olduğunu iddia etmek şaşırtıcı olabilir; ama yapıtları, kendi istemi dışında da olsa, bunu doğrular niteliktedir. Şöyle ki, bahçedeki bitkileri zincire vurulmuş hayvanlarla, mermeri ay ışığıyla, altını donmuş ateşle, geceyi dünyadan çok daha büyük bir buluttan ve gözlerden oluşan bir canavarla kıyaslar. Bir Kafka ya da Poe olabilirdi; ama o, cesaretle mutluluğu seçti ya da bulmuş göründü. Yazın sanatı mutluluk biçimlerinden biridir; belki de hiçbir yazar bana Chesterton'ın yaşattığı kadar mutlu saatler yaşatmamıştır. Jorge Luis Borges
Popüler yazarlar
Kolektif (5166) Stefan Zweig (373) William Shakespeare (290) Casey Cockerum (268) H. G. Wells (240) Jack London (230) Charles Dickens (207) Franz Kafka (190) Sir Arthur Conan Doyle (181) Jane Austen (172) Lev Nikolayeviç Tolstoy (165) Jules Verne (154) Sabahattin Ali (154) Mark Twain (149) Stephen King (148) Arthur Conan Doyle (133) Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (116) Various (114) Oscar Wilde (112) Robert Louis Stevenson (111)